20 Aralık 2011 Salı

ÇİKOLATA


Evde bir kutu çikolatam vardı taa  yılbaşında Cakeland ten almıştım. O günden beri buzdolabına koyuyorum bir süre, yiyeceklere yer kalmıyor, kaldırıp mutfak masasının üzerine koyuyorum, belki benim kediler yanından geçerken bir tane alıp tadına bakarlar diye, yanından geçiyorlar ama koklamıyorlar bile, tövbe… akşam yemeğini koyacak oluyorum kutu daraltıyor mendil kadar masayı, kaldırıyorum, buzdolabının üstüne koyuyorum.  Gözüm arada bir gidiyor çikolatalara, ayyy bir arkadaşım gelse de, birer fincan kahve alsak elimize, yanında çikolata yesek diyorum, kar yağarken dışarıyı seyretsek, mutfakta muhabbet ede ede karşılıklı, dost dost otursak zaman geçse, fark etmesek, zaman bizi sınırlamadan konuşsak, sonra sussak, arada yine çikolata yesek…. Ağzımızda erise çikolatalar, sıcak kahveyle kanımıza karışsa mutlu olsak…  bir yandan ağzımız tatlanırdı ne güzel, bir yandan gönlümüz hoş olurdu…  

Ne gelen oldu, ne kapı çalan …  Arada bir çocukların arkadaşları geliyor ama ya tok, ya rejimde olduklarını söylüyorlar, beni kırmamak için elini uzatan oluyor,  o kadar … velhasıl güzelim çikolatalar maalesef yenmedi bunca zamandır, çikolata rengindeki kutu, içindeki çikolatalarla oradan oraya dolandı durdu mutfakta …   

Yazık olmasın dedim, iki gündür aklımda götüreyim şu çikolatayı, iş yerinde hemen yanımda çalışan Endonezyalı arkadaşlara ikram edeyim, yensin bari… yazık değil mi , o kadar emek verilmiş, kolay mı çikolata yapmak? Akşamdan vestiyerin üzerine koydum, sabah aceleyle çıkarken unutmayayım diye, nihayet bu gün sabah unutmadım, getirdim. Ekibin şefi Sigit yi görür görmez :

“Sigit, sana çikolata vereyim arkadaşlarına ikram et”,  diyip kutuyu olduğu gibi eline tutuşturdum, teşekkür etti .

Çirkin, sevimli esmer yüzünde kocaman bir gülücük yanaklarını mutlulukla buruşturdu, yan odaya geçti. Aradan iki dakika geçmedi ki kapının önünde bir Endonezyalılar kuyruğu oluştu, hepsi gülümsüyorlar, ne oldu ki, dedim…

“ Happy birthday Muna” diyip elimi sıktılar, yanaklarımdan öptüler peş peşe, şaşırdım….

Yaramaz Sigit, bu çikolata nerden diye sorulunca, ilk aklına gelen sebebi uydurmuş:

“Muna nın doğum günü” demiş, iyi mi ?

Bunun üzerine ekibin tamamı hiç üşenmeden bilgisayarlarının başından kalkmış, kuyruğa girmişler kapımın önünde, doğum günümü kutlamaya gelmişler henüz çikolatalarını yemeden, ne ince ruhlular, tam doğu kültürü….

“Sigit, where are you?” diye koridora fırladım,  “Are you crazy? If I have two times birthday in one year, I get very fast older then, what are you doing, aren t you my friend ?”** dedim şakayla karışık, güldük tabi …. Sigit nin onlara şaka yaptığını anlayıp yine de teşekkür ettiler …. Anlayacağınız günlerce oradan oraya taşıdığım çikolata kutusu sonunda benim doğum günü çikolatam oldu bugün…

Afiyet olsun efendim….  


TAI hatırası
24 03 2011





***Deli misin ? eğer bir yılda iki kez doğum günü kutlarsam çok hızlı yaşlanırım, sen nasıl arkadaşsın böyle ?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder