17 Aralık 2011 Cumartesi

Beyrut (1. gidiş )

BEYRUT ! ADIN BARIŞLA EŞDEĞER OLSUN

Bir şehri güzel yapan orda yaşayan insanlardır, Beyrut güzel bir şehir... çocukluğumda oradan hep savaş hikayeleri gelirdi...
sokakları şimdi sessiz, sakin, renkli, artık savaş istemiyor insanlar, olmasın.... dünyanın hiçbir yerinde savaş olmasın...
savaş tacirleri kazanmasın,
Beyrut adın barışla eşdeğer olsun ....

Camiye kapalı bir kıyafetle girme kuralına saygı duyabilirim ama kapıda bekleyen, dinin bekçiliğini yapan erkekler beni rahatsız ediyor.


Ne yapmam nasıl giyinmem gerektiğine karar veren erkekler ...


Tanrı varsa beni dışarıda da, içerde de görecektir. Onun gücüne inanıyorsan, tekliğine inanıyorsan bırak ben istediğim gibi dolaşayım, benim hakkımda yargıya o varsın , ister cennete alsın , ister cehenneme, ben başıma gelecek olana razıyım.


Sen orda durmuş, neyin bekçiliğini yapıyorsun? yoksa tanrının gücünden şüphe mi duyuyorsun? Bak ben nereye gitsem nasılsam öyle hareket ediyorum ,


Korkmuyorum tanrı dan, sadece dünyayı, hayvanları, insanları seviyorum .... aklımla neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar verebiliyorum ....


Bırak istediğim gibi ibadet edeyim, bana bekçiliği neden yapıyorsun ....


kiliseye de gittim ama kapıda bana nasıl giyinmem gerektiğini söyleyen ne bir bekçi vardı, ne bir erkek ...
  


“Batı cephesinde yeni bir şey yok” kitabında ilginç bir diyalog vardı askerler arasında :
Akşam olmuş ateşin etrafında yorgun, canlarını zor kurtarmışlar, toplanmış konuşuyorlar :
“Sen savaş olmasını istedin mi?” der biri
“Hayır” der diğeri
“Ya sen?” der öteki ,
“Hayır, ben de istemedim” der ,
“ Kim karar verdi bu savaşa ? der öyleyse , ben değil sen değil peki neden biz buradayız ? savaşa karar verenler nerde ? “
Sessizlik ...




Beyrut un sokaklarında manavlar ....
Beyrut yemekleri çok güzeldi , her türlü taze sebze ve meyveyi bulmak mümkün ....
İnsanları sıcak kanlı , güler yüzlü ve Türkleri seviyorlar...




Bu mahallenin adı cib il gamik yani derin kuyu....savaşın izlerinin durdugu mahalle, kurşunlanmış apartmanlar, kilit vurulmuş kapılar, bahceler, apartmanlar.... hayat devam ediyor ...




Derin kuyu mahallesinde bir kapı....




Kimbilir neler yaşandı, bir daha yaşanmasın ümidiyle ...




Beyrut sokaklarında eski dostlar tavla oynuyorlar.




Beyrut sokaklarından insan manzaraları.... iki eski arkadaş.. nargile içmeyi seviyorlar...




Babasının dükkanında ders çalışan bir ilkokul çocuğu...


Ahmet ve seker kızı...




Antika dukkan sahibi bir esnaf...


Balıkçı Hasan...



Bir zamanlar Türkiye Cumhuriyeti nin Hatay ı topraklarına katması sebebiyle göceden İskenderun doğumlu bir Beyrutlu... birbirimizle tanışmaktan memnun olduk.




Sokakta neseyle oynayan çocuklar...




Bisiklet cambazları...




Akşam sahilde bisiklet arkadaşlığı.... harikalar yaratıyorlar... onları izlerken dusecekler diye korkuyorum...




Bisiklet grubunun lideri Ahmad Isawi, bize el sallıyor ayrılıyoruz....




Muhammed el Amin camisi ve kilise yanyana...


Tarihi bir kilise....




Kilisenin dısardan görüntüsü üst kattaki balkonu son derece estetik.... taş bir bina ...




İki sokagı bağlayan merdivenler ve köpeklerini sabah yürüyüşüne çıkaran bir Beyrutlu genç...




Sokagı guzelleştiren küçük bir heykel...




Yesil avlusunu sabah erkenden uyanmış yıkayan bir Beyrutlu hanım, selamlaşıp muhabbet ettik....




Simitçi....




Derin kuyu mahallesi...




Solider mahallesinden bir köşe ....




Sekiz sokagın kesiştiği saat meydanı, Solider mahallesinin merkezi, ağaçların hemen arkasındaki bina parlemento binası ... burda insanlar buluşur, yemek yer, kahve içer , akşam çocuklar bu meydanda oyunlar oynar, bisiklete biner, dondurma yer... kuşların eksik olmasın Beyrut...




Meydanda guvercinlere yem veren bir kız çocuğu ...



Beyrutlu kadınlar topuklu ayakkabı giyinmeyi seviyor....





Bir ilkokulun giriş kapısı ve gülümseyen dış duvarı ....




Solider mahallesinde ara sokaklar .... kafeler, magazalar, iş yerleri .... Beyrut un modern ve yeni yüzü...




Saat Kulesi meydanında buluşma ....




Üstünde kurşun izleri olan bir heykel...




Beyrut ta kapılar cok güzeldi....


 Uruguay Caddesi...




Karam Restaurant, Solider Mahallesinde....




Karam Restaurant ta humus, Akdeniz yemekleri leziz ....


Zaman akıp gidiyor...




Solider mahallesinde bir cadde...




İnsanlar sıcak kanlı...


Guvercin kayası...




Aynı göğün altında




yanyana yaşamayı bilmeli insan....




Savasmadan yasamak için...




Beyrut sokaklarında ....




ne diyor acaba?




Bu apartman beni çok etkiledi... hiç bir şey beyaz değildi, her şey boz renkteydi...
Oğlumun kaldığı evin terasından her gün, günün her saatinde bu apartmanı seyrettim .
İçinde yaklaşık 50 erkek yaşıyor ... hiç kadın yok ... 50 Suriyeli erkek .... belki çocukluğumdan beri duyduğum Arabistan a çalışmaya giden Türk erkeklerinin hikayesiyle özdeşleştirdim, bu yüzden çok etkilendim bilemiyorum .  


İnsanın kadınsız veya erkeksiz yaşaması beni çok vuruyor. Çünkü kadın erkeği tamamlayan bir varlık, ya da erkek, kadını tamamlayan bir varlıktır. Her iki cinsin birbirinin enerjisine ihtiyacı vardır diye düşünüyorum...ister kavga ederek, ister sevişerek yaşıyor olsunlar, bence birbirlerine muhtaçlar ... bu 50 erkeği işe giderken seyrettim. Sabahın erken saatinde uyanıp kah kahvaltılarını ettiler, kah çamaşırlarını yıkadılar, kah yorganlarını balkona serdiler, çöplerini işe giderken çöp bidonlarına bıraktılar... hepsinin ortak bir yanı vardı ki memleketlerinden, ailelerinden, karılarından, çocuklarından uzaklardaydılar ve Beyrut a çalışmaya gelmişlerdi....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder