22 Aralık 2011 Perşembe

BİSİKLET VE MUTLULUK

Çoktandır bisiklete binmiyordum. Üç yıl önce bisikletten düşüp iki ayağımı kırdığım için cesaretimi kaybettiğimi sanıyordum, mümkün olduğunca uzak duruyordum. Neyse ki başımıza gelenleri unutuyoruz zamanla… özlemişim, ara ara binmeye başladım, hatta bu gün bana ait olmayan bir bisikletin kilidini açık görünce bahçede bir tur attım, kuşlar, yeşil çimenler, filizlenmiş söğüt ağaçları, ince patika, minik göl, bir masalın içindeymişim gibi hissettim…. Bundan sonra daha sık binerim herhalde, evrakları sepete koyar, rüzgarla yarışır gibi giderim artık…  
Bisiklete binmek ezelden beri mutlu eder beni… çocukluğumdan kalma bir keyif bu.… düşe kalka, yaralana berelene, çala çala öğrendiğim, ömrüm boyunca beni terk etmeyen bir tutku bu… kendimi en çocuk, en özgür hissettiğim anlar bisiklete bindiğim anlardır hala …  
Çocukken abimin bisikletini çalmıştım. Deli gibi sürüyorum bir köşeye geldim o hızla dönmem mümkün değil, kendimi bir pergelin ucunda gibi hissederim anımsadıkça…. Ok yaydan çıkmış köşeye girmiştim, geniş bir çember çizer gibi bisiklet yere yattı, dizim yere sürtündü, pantolonumun diz kısmı parçalandı, yaralandım, eve gidip gizlice yatağa girdim. Annem yemeğe çağırıyor ama gitmiyorum. Benim canım yemek istemiyor, aç değilim diyerek geçiştiriyorum. Geldi, üstümdeki örtüyü kaldırdı, dizimi gördü, o gün kimse yemek yemedi herhalde,  dizim kan ve toprak içindeydi … bir suç işlediğin belliydi, sen nasıl bir çocuksun, ne zaman büyüyeceksin…. bir dolu azar işittim …. Bir yandan temizledi, bir yandan sardı sarmaladı … bu mutluluk değil mi ?  
Çoktandır binmediğim için ekibin bisikletlerinin berbat bir halde olduğunu fark ettim. Ben üstündeyken her an parça parça dökülebilir, altımda dağılabilir hissi veriyorlar, direksiyon tir tir titriyor, her yerden gacır gucur sesleri geliyor… Yenilemeye karar verdim.  
TAI çarşısında çalışkan genç çocuklar var, gazete satıyorlar bir yandan da bisiklet tamir ediyorlar. Birinci bisikleti TAI yemekhanesinin duvarına yaslanmış buldum. Bizimkilerden biri buralarda herhalde diyip ellemedim ama öğleden sonra aynı yerde görünce götüreyim bari, dedim. Bindim hııııı pedallerde anormallik var, iki pedalin yönü aşağı doğru, kırılmış belli ki, tamirciye götürdüm …  “Tamir edelim,  yepyeni olsun” dedim.  Öyle yapmış, bir hafta sonra gidip aldığımda tanıyamadım, harika görünüyordu. Ofisin önüne bırakıp onu kullanacak arkadaşa mesaj attım, ”Bisikletin ofisin önünde” diye … her yere bisikletimle gideceğim, teşekkürler diye yanıtladı...
İkinci bisiklet, yıllardır Thales ofisin önünde park edilmiş, tekerleri patlamış kullanılmıyor, TAI nin bisikleti ama sahibi kim bilmiyoruz. Kilidini kırdık, onun da hem tamire hem de bir biniciye ihtiyacı var.… Bir kamyonetin arkasına atıp götürmek zorunda kaldım. Bir haftadır tamirdeydi, bu gün onu alabileceğimi söylediler, 40 lira karşılığında jilet gibi olmuş, vitesli değil ama sapasağlam.… Aynı şekilde arkadaşa mesaj attım “Bisikletin ofisin önünde” diye, arkadaş yerine gelince teşekkür mesajıyla yanıtladı.… kilidin bir yedeği bende kalacak …  
Yarın mavi bisikleti götüreceğim, üzerinden düştüğüm bisiklet, o da yenilensin bakalım….

19 Nisan 2011  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder